18 Aralık 2007 Salı

all the young dudes

Control, post punk grubu Joy Division'ın 23 yaşında intahar eden solisti Ian Curtis'i anlatıyor.
Corbijin'in ''uzun'' bir fotoğraf gibi akıp giden filminin son derece etkileyici olmasının nedeni
bir rock starın değil; olmaya, oldurmaya, yetmeye, varolmaya çalışan genç bir adamın hikayesini anlatması.
Sam Riley'in korkutucu bir doğallıkla canlandırdığı Ian Curtis; çok erken yaşta evlendiği karısıyla sonradan aşık olduğu Belçikalı kadın gazeteci arasında kalan ve suçluluk duygularıyla boğuşan, bir yandan da grubu Joy Division'un artan şöhretiyle gelen yükün altında ezilen gencecik bir adam. Bir de üstüne Epilepsi hastası. (1970'lerde epilepsi hastalığına ölümcül gözle bakıldığını ve tedavinin deneme aşamasında olduğunu hatırlatalım.)
Bu yorucu hikayeyi azıcık kazıdığınız zaman altından varoluşa ve yaşama karşı kontrol duygusunun kaybolması çıkıyor. Filmi böyle hüzünlü yapan da bu. İki kadın arasında kalmak gibi herkesin karşılaşabileceği son derece insani bir durumla efendice baş edemiyor Ian. Sonunda da sadece ''olmak'' fazla geliyor.

Filmin sonunda kendini astığında çok üzülmekle birlikte rahat bir nefes aldığımı itiraf etmek ise beni tırstırıyor.

ian: i sound like Bowie
tony: that's alright, you like bowie

ian: i hate bowie.
in all the young dudes he says "you should die when you're twenty-five". d'you know how old he is ? he's fucking thirty, well, twenty-nine. he's a liar.

Hiç yorum yok: